Yazarın Seçtiği Bir Konuda Kişisel Düşüncelerini Konuşma Havası İçinde Anlattığı Yazı Türüne Ne Denir?
Günlük Hayatta Yazarın Düşünce Tarzını Keşfetmek
Eskişehir’de bir üniversitede çalışırken, çoğu zaman öğrencilerimle ya da arkadaşlarımla sohbet ederken bir konuya takıldığımda, hemen “Bu konuda yazılabilecek bir yazı türü var mı?” diye düşünürüm. Mesela, bir gün bir arkadaşım bana yazının türlerini sorarak, “Yazarın seçtiği bir konuda kişisel düşüncelerini konuşma havası içinde anlattığı yazı türüne ne denir?” diye sordu. Hemen düşündüm ve dedim ki: “Bu, deneme türü olur.”
Bunu biraz açmak gerekirse, deneme, yazarın belirli bir konuda düşüncelerini özgürce ifade ettiği bir yazı türüdür. Yani, yazar seçtiği bir konu hakkında kendi görüşlerini, duygularını, deneyimlerini ve gözlemlerini bir sohbet havasında dile getirir. Ama bu yazıyı sadece bir akademik çerçevede değil, gündelik dilde de ele alacağız.
Deneme Türünün Temel Özellikleri
Bir yazı türünün deneme olabilmesi için birkaç önemli özelliği vardır. İlk olarak, yazarın kendi kişisel bakış açısını yansıtması gerekir. Yani denemede yazarın sesini, tarzını ve kişiliğini duyarsınız. Bu, genellikle akademik yazılardan ya da raporlardan çok farklıdır çünkü akademik yazılarda tarafsızlık ve nesnellik ön plandadır. Deneme ise daha kişisel, daha samimi ve daha özgür bir yazı türüdür.
Bunu bir örnekle açıklayalım: Üniversitede, bazen ders notları yazarken dikkat ettiğim bir şey vardır. Çoğunlukla akademik yazılarda belirli bir dil kullanmaya mecburuz, oysa denemede bu kısıtlamalar yoktur. Denemede yazarı daha çok tanıyabiliriz. Yazar bir konuda belki sadece fikrini beyan etmez, duygularını, düşüncelerini hatta kişisel anılarını da okura sunar.
Bununla birlikte, deneme yazılarında bir konuya derinlemesine girilmez. Yazar, genellikle bir görüş veya düşünce üzerine farklı bakış açıları sunar, ama bu, daha çok düşünsel bir gezi gibidir. Sonuçta, deneme türü yazılar ne kadar kişisel olsa da, belirli bir ölçüde mantıklı bir yapı takip eder.
Deneme Yazısının Yaygın Kullanımı
Şimdi, hepimizin günlük hayatında rastladığı ve tanıdığı denemeleri düşünelim. Bir arkadaşımızın yazdığı bir blog yazısını okurken, belki de hemen “Bu yazı tam bir deneme yazısı!” diyebiliriz. Çünkü içerik, yazarın kişisel düşünceleriyle doludur ve bir konu üzerinde fikirler serbestçe gelişir. Yazar, genellikle olayları değerlendirme biçimini ya da olaylardan çıkardığı sonuçları bizimle paylaşıyor.
Eskişehir’de yaşarken, sosyal medyada sıkça rastladığım yazılar da genellikle deneme tarzında oluyor. Kimisi gezdiği bir mekanla ilgili duygu ve düşüncelerini yazar, kimisi sevdiği bir film hakkında kendi fikirlerini paylaşır. Bu yazılar kesinlikle deneme türüne örnek olarak gösterilebilir. Çünkü yazan kişi, okurla bir tür sohbet etmeye çalışır ve asıl amaç, okuru bir konuda düşünmeye teşvik etmektir.
Deneme ve Kişisel Düşünceler
Denemelerin en güzel yanı, yazarın kişisel düşüncelerini ve bakış açılarını içermesidir. Ama tabii bu, bir noktada bize sıkıntı da yaratabilir. Çünkü bazı insanlar denemede çok fazla kişisel fikre yer verildiğini düşündüklerinde, yazı objektif değil diye eleştirebilirler. Örneğin, bir gün bir arkadaşım bana demişti ki: “Bence sen çok subjektif yazıyorsun, biraz daha tarafsız olmalısın.” Bunun üzerine, kendimle dalga geçerek, “Benim yazılarım objektif değil, çünkü ben de insanım!” diye cevap verdim.
Evet, denemede duygusal bir taraf vardır ve yazarı tanımak, yazıyı okumaktan alınan keyfi artırır. Yazarın kişisel hayatından bir kesit görmek, okuyucunun yazıya olan bağını güçlendirir. Bu yazı türü genellikle gündelik hayattan, kültürel gözlemlerden ve kişisel anılardan beslenir. Yani, kısaca bir deneme, yazarın içsel düşüncelerinin dışa vurumudur.
Denemenin Eğitimdeki Yeri
Benim gibi üniversitede çalışan biri için denemenin farklı bir önemi var. Öğrencilerle yazı yazmayı tartışırken, denemeleri genellikle “kişisel ve özgür yazı” olarak tanımlarım. Çünkü denemeler, yazma becerilerinin gelişmesi için çok iyi bir araçtır. Öğrenciler, bir konuda yazarken, yalnızca bilgilerini değil, aynı zamanda kendilerini de ifade ederler. Bu da yazılı iletişimi, derin düşünmeyi ve özgün fikirler geliştirmeyi teşvik eder.
Örneğin, bir öğrenciye deneme yazısı yazarken “senin düşüncen nedir?” diye sorarım. Bu basit bir soru gibi görünse de, aslında yazının temelini atar. Çünkü denemelerde ana unsur düşüncedir. Öğrenci, konuyu sadece araştırmakla kalmaz, kendi bakış açısını da katar. Bu da yazının daha yaratıcı ve kişisel olmasını sağlar.
Sonuç Olarak: Deneme, Kişisel Bir Yazı Türüdür
Yazarın seçtiği bir konuda kişisel düşüncelerini konuşma havasında anlattığı yazı türü, denemedir. Bu yazı türü, yazarı tanımanıza olanak tanır, fikirlerinizi şekillendirir ve sizi düşündürür. Denemeler, bir konuda derinlemesine düşünmeden ziyade, çeşitli bakış açılarını ortaya koyarak okuru düşünmeye teşvik eder. Kısacası, deneme yazmak, düşüncenin özgürce akmasını sağlamak, kişisel görüşleri paylaşmak ve bir konu hakkında sohbet havasında konuşmak gibidir.