Babüsselam Kapısında Ne Yazıyor? Geçmişin Derinliğinden Günümüze Uzanan Bir Mesaj
Hani bazen bir yere gidersin ve orada gördüğün bir yazı, bir söz ya da bir simge zihnine kazınır ya… İşte Babüsselam Kapısı da tam olarak öyle bir yer. Medine’de, Mescid-i Nebevî’nin en önemli girişlerinden biri olan bu kapıdan geçerken sadece bir adım atmazsın; aslında yüzyıllar öncesine, Peygamberimizin (s.a.v.) zamanına uzanan manevi bir yolculuğa çıkarsın. O yüzden bugün gelin, bu büyülü kapının üzerinde yazan cümleye ve bu cümlenin taşıdığı derin anlamlara hep birlikte yakından bakalım.
—
Babüsselam Kapısı: “Selam Kapısı”nın Ruhunu Anlamak
“Babüsselam” kelimesi Arapça’da iki kelimeden oluşur: “Bab” (kapı) ve “Selam” (barış, esenlik, selamet). Yani kelime anlamıyla “Selam Kapısı” demek. Ancak mesele sadece kelimeden ibaret değil. Mescid-i Nebevî’nin bu özel kapısı, Müslümanların Peygamber Efendimiz’e selam vermek için girdikleri yoldur. O yüzden kapının üzerinde de bu anlamı pekiştiren ve ziyaretçileri derinden etkileyen şu cümle yazar:
“Es-salâmu aleyke yâ Rasûlallah”
(“Selam sana ey Allah’ın Elçisi!”)
Bu ifade, sadece bir selamlama değildir. Aslında bir bağlılık yemini, bir saygı duruşu ve bir teslimiyet cümlesidir. Bu yazı, kapıdan içeri adım atan her Müslümanı, dünyasal düşüncelerden uzaklaştırıp manevi bir atmosfere hazırlar.
—
Tarihin İçinden Gelen Bir Çağrı: İlk Selamın Anlamı
Babüsselam Kapısı’nın hikâyesi, ilk Müslümanların Peygamberimize duyduğu sevgi ve hürmetle başlar. Medine’ye hicret eden Müslümanlar, O’nu görmeye geldiklerinde önce selam verir, sonra huzuruna çıkarlardı. Bu selam sadece nezaket değil, aynı zamanda imanlarını tazeleyen bir bağlılık göstergesiydi.
İşte bu yüzden kapının üzerine bu cümle yazıldı: Çünkü oradan içeri giren herkesin önceliği dünyevi meseleler değil, ilahi bir sevgiyle selamlaşmak olmalıydı. Düşünsenize, yüzyıllar önce oradan geçen insanlar da aynı sözleri fısıldıyordu. Bugün siz de aynı sözle adım atıyorsunuz. Zaman değişse de bu selam, aynı anlamı taşıyor: bir sevgi bağı, bir teslimiyet ifadesi.
—
Günümüzde Babüsselam: Modern Dünyada Manevi Bir Durak
Peki bu eski söz, bugün bize ne söylüyor olabilir? Aslında çok şey… Çünkü çağımızın en büyük eksikliği “selam” yani barış ve huzur. Babüsselam’ın üzerindeki o cümle bize hâlâ aynı şeyi hatırlatıyor: Gerçek huzur, sadece maddi kazançlarda değil; içsel teslimiyet ve sevgiyle kurulan bağlarda gizli.
Bugün o kapıdan geçen milyonlarca insan var. Kimi dünyanın öbür ucundan geliyor, kimi hayatında belki ilk defa bu kadar derin bir manevi atmosferle buluşuyor. Ve her biri aynı sözü söylüyor:
“Es-salâmu aleyke yâ Rasûlallah.”
Bu ortak selam, dünya üzerindeki tüm Müslümanları görünmez bir sevgi zinciriyle birbirine bağlayan bir köprü gibi.
—
Geleceğe Dair Bir Düşünce: Selamın Evrensel Mesajı
Babüsselam Kapısı’nın üzerinde yazan bu söz, sadece bir dini ifade değil, aslında insanlık tarihine de ışık tutan bir mesaj. Barış, sevgi ve saygı… Tüm dinlerin, tüm toplumların özlemini duyduğu kavramlar bunlar. Belki de geleceğin dünyasında bu yazının anlamı daha da büyüyecek. İnsanlık savaşların, çıkarların ve öfkenin ötesine geçtiğinde; yeniden o sade ama güçlü kelimeye dönecek: “Selam.”
—
Sonuç: Bir Kapıdan Fazlası
Babüsselam Kapısı’ndan içeri girmek sadece bir mekâna girmek değildir; aslında insan ruhunun derinliklerine yapılan bir yolculuktur. Kapının üzerinde yazan o kutsal cümle, bize insan olmanın, sevmenin ve teslim olmanın özünü hatırlatır. Her “selam” bir dua, her adım bir teslimiyet, her ziyaret bir yenilenmedir.
Bir gün siz de oraya yolunuzu düşürürseniz, o yazıya dikkatle bakın. Çünkü orada sadece bir cümle değil; asırlardır yankılanan bir çağrı, insanlığa bırakılmış bir miras var:
“Es-salâmu aleyke yâ Rasûlallah.”
Ve belki de o anda anlayacaksınız, bazen bir kapının üzerindeki söz, tüm bir ömrü değiştirebilir.